1980'li yılların başında İngiltere'nin Tamworth kentinde enjeksiyon işleri ile uğraşan küçük bir firma plastik proses teknolojinde gelecek yıllar içinde devrim yaratacak bir teknoloji üzerinde çalışmaları başlatmıştı. Bu proses teknolojisi, kalıp içine plastiğin enjekte edilmesi sırasında kontrollü biçimde azot gazını da enjekte ederek gazın yüksek hareket avantajlarını kullanarak kanallar oluşturup, daha az malzeme ile kalıbın doldurulmasını sağlamak ve daha güçlü plastik yapının kalıp içinde oluşmasına imkan vermiştir. Bu teknolojiye "Control Internal Pressure Moulding" kelimelerinin kısaltması olan CINPRES adını vermişlerdi. Sonradan ticari firma adı olarak tescillenen bu isim diğer sistem üreticileri tarafında tercih edilmemiş ve günümüzde bilinen adıyla Gaz Enjeksiyon Sistemleri olarak dilimize yerleşmiştir.
1984 yılından itibaren ticarileşen teknoloji uluslararası pazarlarda gelişmiş ve küresel bazda yaygınlaşmıştır. Sonraki yıllarda sektörün ihtiyaçları doğrultusunda sürekli yenilik arayışları ile yeni ürünler hayata geçirmiştir. Özellikle yüksek basınç sistemleri üreten firmalarında teknolojiye dahil olması ile gaz enjeksiyon sistemleri geniş kullanım alanı bulmuştur. Teknolojinin ve yaratıcılığın avantajlarını kullanarak daha az hammadde kullanıp, çok daha kısa çevrim süreleri içinde, mükemmel yüzey görünümüne sahip ürünler üretilmiştir.
Gaz enjeksiyon teknolojisinde 3 ayrı malzeme kullanılmaktadır. Bunlar azot (N2), su ve geçmişi sadece 2 yıl olan karbondioksit (CO2) dir.
Gaz enjeksiyon sistemlerinde uzun yıllar sadece azot gazı kullanılmıştır. Azot gazı yüksek basınca uygun ve atmosferde yoğun bulunan gazdır. Isı alma seviyesi 1,041 kJ/(kg K) dir. Kullanıcının ihtiyacına göre azot tüpleri ya da sıvı azot şeklinde piyasadan satın alınabileceği gibi yüksek miktarda azot gazına ihtiyaç duyan kullanıcılar için azot gaz jeneratörleri mevcuttur. Bu gaz jeneratörleri sayesinde atmosferden ihtiyaç duyulan azot elde edilerek kompresör vasıtası ile basıncı yüksektirilerek gaz enjeksiyonda prosesinde kullanılmaktadır.
Su ile enjeksiyon genellikle kompleks boru sistemlerinde tercih edilen yöntemdir. Isı alma seviyesi en yüksek malzeme olan suyun ısı alma seviyesi 4,178 kJ/(kg K) dur. Su ile enjeksiyon prosesinde çevrim süresinin çok kısalmasına rağmen yüksek maliyeti ve kullanıcıların su kullanma konusundaki çekinceleri nedeniyle ülkemizde yaygınlaşmamıştır.
Azot ile gaz enjeksiyonun risksiz ve hızlı uygulama imkanı ile suyun yüksek ısı alma özelliklerini aynı anda kullanmak için uzun yıllar araştırmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda bu iki özelliği tek sistem üzerinde birleştirmek için karbondioksit gazı tespit edilmiştir. Atmosferik gaz olan ve insan - çevre sağlığı için sorun teşkil etmeyen karbondioksit gazı sıvı halde yaklaşık 3,0 kJ/(Kg K) ısı alma seviyesi ile yepyeni fırsatlar yaratmaktadır. Sıvı halde 20 bar basınç ile temin edilen karbondioksit gazı kompressör yardımıyla 350 bar lık basınç altında gaz haline dönüştürülerek gaz enjeksiyon sistemlerinde kullanılmaktadır. Termal test sonuçlarına göre karbondioksit ile gaz enjeksiyon, azot ile gaz enjeksyona göre %8 ila % 60 arasında çevrim süresi avantajı sağlamaktadır.